Etik sözcüğü köken itibariyle Yunanca ‘ethos’ sözcüğünden gelmektedir. Kelimenin ilk anlamı alışkanlık, töre, görenek anlamlarını taşımaktadır. Asıl anlamı olan ikinci kullanımına göre ise bir davranışı sergileyen kişinin amacı bu davranışın geleneklerden ya da alışkanlıklardan kaynaklanmasından dolayı değil, doğrunun ve iyinin bu davranış olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sayede kişi davranışların nedenini kavradıktan sonra sergilemeye başlar (Özdemir, 2003).
Dönemler boyunca ahlak kavramı ile etik kavramı birbiri ile iç içe kullanılagelmiştir. Ahlak kavramını, olgusal ve tarihsel açıdan yaşananları içermesine karşılık; etik, bu olguya yönelen felsefe disiplininin adıdır. Ahlak toplumsal kabuller, gelenekler, varsayımlar, kurallar ve yasalar üzerine kuruludur. Etik ise ilkeler üzerine çalışmalar yapar.
Kısacası etik kavramı ve ahlak kavramı aynı şeyleri anlatmaktadır ayrıldığı tek bir nokta vardı o da etik neyin iyi olduğuyla değil iyinin ne olduğuyla ilgilenmektedir. Ahlak ise neyin iyi olduğuyla ilgilenir.
Blackburn (2001) etik ortamının ahlak ile günlük yaşamdaki ilişkisini:
Bilimi gerçeği arama çabası olarak açıklamak mümkündür. Tarihi yüzyıllar öncesine dayansa bile aslında bilim insanın var olduğundan beri varlığını sürdürmektedir ancak Avrupa’da ortaya çıkan aydınlanma çağından beri daha sistemli ve ilkelere dayanarak gelişme gösterdiğinden dolayı bilimin başlangıcını bu tarihten başlatmaktayız.
Bilim denen yapının genel amacı bilinmeyeni bilmek olduğundan dolayı binişik bir şekilde ilerlemesini sürdürmüştür ve sürdürecektir. Ancak ortaya koyulan bilginin gerçek olduğu varsayıldıktan sonra bu bilgilere dayanarak üstüne yeni bilgiler eklenmektedir. Etik kavramının bilimle olan ilişkisini “Bilim ile ilgili olarak bütün yapılanları etik bağlamında tartışılması” bize bilim eğitinin tanımını vermektedir (Akkaya, 2020).
Akademik etik, “akademisyenlerin bilimsel çalışmaların üretilmesi, sunulması ve değerlendirilmesinde, toplumun farklı paydaşları ile ilişkilerinde, ödüllendirme ve yükseltme aşamalarında, bilim kurumları ve üniversitelerin bilimsel yetkinliğe dayalı yapılandırılması ile bilim insanlarının yetiştirilmesi süreçlerinin her aşamasındaki etik davranış kurallarına uymayı ifade eder” (Yüksek Öğretim Kurulu, 2014).
Bilimin doğasında neden sonuç ilişkisi bulunmaktadır, bunun nedeni ise her şeyin beli bir düzene ilerlemesi olarak gösterilebilir. Bu sebeple bilimle alakalı yapılacak her çalışmanın da bir düzen içinde yürütülmesi gerekmektedir. Bunun iki büyük faydası vardır: ı) yapılan çalışmalarda kişisel hatalardan arındırılması, ıı) kişiden kişiye değişen bir sistem olmadığından dolayı ortak yöntemler kullanılarak sonuçlara ulaşılmasıdır. Bütün bu sebeplere bakıldığında etik ilkelerin kullanılması bilimin gelişmesine ve ilerlemesine katkı sağlamaktadır.
Bilim etiği çalışmanın hazırlık sürecinden bitimine kadar olan süreci doğru yönetilmesi, ortaya çıkan değer sorunlarının çözümlenmesi, bilimsel raporların ve bilimsel bilgiye ulaşmada kullanılan bilimsel yöntemlerin güvenilir bir şekilde toplumla buluşmasını sağlamaktadır. Çözümlenen değer sorunları, bilimsel süreçlerin eleştiriye açık olmasını, bulgulara dayalı olarak gerçekleştirilmesini, sonuçların nesnellik, doğruluk ve dürüstlük ilkelerine uygun olarak ele alınmasını sağlamaktadır (Toplu, 2012).
Bilim etiğinin ilkeleri zamanla gelişmeye başlasa da her duruma cevap verecek niteliğe ulaşmıştır. Resnik (2015) yılında bu ilkeleri on beş maddede açıklamıştır.
Günlük hayatta da olduğu gibi akademik hayatta da etik ilkelerine göre hareket edilmelidir. Ancak bazı nedenlerden dolayı araştırmacılar etik kurallarının dışına çıkmaktadırlar. Araştırmacıların bu kuralların dışına çıkmasının bazı nedenleri bulunmaktadır. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz: (Tüba, 2002, s. 10, akt: Yaşar, 2018, s.40)
Yukarıda da görüldüğü üzere etik kurallarının tek edilmesinin temelinde insan dürtü ve arzularının olduğu açıkça görülmektedir. Bilim adını verdiğimiz olgu ise her türlü duygudan uzak, sadece akılla ulaşılabilen bir erektir. Bu durumda bilimin sağlıklı yapılmasının tek bir yolu bulunmaktadır o da aklı çalışmalarda bütün insani duyguları kenara bırakmaktır.
İntihal yapma nedeninin mantığını üç başlıkta toplamıştır: a) Bir şey olmaz abi, b) İdare et be abi, c) Bak bu sefer idare ediyorum şeklinde sıralamıştır (Uzbay, 2006). Etik kavramı ilkeli olma anlamına geldiği düşünülürse insanlığın yararına olan hiçbir kuralın esnetilemeyeceği ilkesi de esnetilemez. Sonuç olarak etik kurallarını esneterek yine etik kavramına aykırı davranış sergilenmiş olmaktadır. Ayrıca yukarıda yapılan çalışmanın maddeleri incelendiğinde genel çerçevede önem vermemek, kayırmak ve görmezden gelmek olarak sınıflandırılabilir. Bütün bunlar hem çalışmanın hem de bilimin binişik ilerlemesinden olayı kendinden sonra yapılacak bütün çalışmaların yanlış sonuçlanmasına sebebiyet verecektir
Arda (2006) editoryal etik kavramı üzerine yaptığı tanımlayıcı çalışmasında TÜBİTAK Türk Tıp Dizinine giren 41 derginin editörleri ile yayın etiği üzerine görüşlerine başvurmuştur. Çalışmanın sonunda katılımcıların %20,6’sı başkalarına ait bilgi, örnek, vaka ya da verilerin izinsiz ve atıf yapılmadan yayımlandığı, yine katılımcıların %20.6’sı başkalarının eserlerini atıf yapmadan kullandığını belirtmişlerdir. Bunları daha düşük yüzdeli etik dışı davranışlar izlemiştir (akt: Yaşar, 2018).
Tübitak (2016)’ın etik kurulu yönetmeliğinde yer alan etik dışı davranışlar yer almaktadır.
Akkaya’ya göre “Bilim insanlarının araştırma sürecinde doğruluk, tarafsızlık, dürüstlük, gibi etik ilkelere verdikleri önem araştırmanın sonucunda canlıların yararını gözetmek ve zarar vermeme durumlarını muhtemelen büyük ölçüde etkileyecektir” (2020, s.336). Buna destek olarak Nordgren’e göre bilim araştırmacıların vicdanına bırakılamayacak kadar önemidir. Bu sebeple bilimsel çalışmalar için bazı yasal sınırlamalar gerekmektedir. Bunun en güzel örnekleri de II. Dünya Savaşı sırasında Nazi bilim insanlarının canlılar üzerinde yaptıkları deneyleri gösterilebilir. Küçük Albert deneyi bunların içinde gösterilebilir ( Nordgren, 2002, akt: Akkaya, 2020; KARATAY, 2022)
Etik dışı çalışmalara karşı geliştirilen ilk yasal düzenlemeler
Bunlardan ilki, Nazilerin yapmış olduğu tıp araştırmalarına tepki olarak 1947 yılında geliştirilen ‘Nurenberg Kuralları’dır. Devamında, Helsinki Deklerasyonu (Declaration of Helsinki), İnsan Deneklerine Dayalı Biomedikal Araştırmalar için Uluslararası Etik Kılavuzu (International Ethical Guidelines for Biomedical Research Involving Human Subjects), Avrupa Birliği İyi Klinik Uygulamaları Kılavuzu (The European Union Good Clinical Practice Directive) gibi çalışmalar gerçekleştirilmiştir. 1989 yılında The Committee on Science, Engineering and Public Policy (COSEPUP)’nin oluşturduğu bir jüri, araştırma dürüstlüğünü etkileyen etmenleri ortaya çıkarmış ve bunun ardından Amerika hükümeti Office of Scientific Integrity (OSI) ve Office of Scientific Integrity Review (OSIR)’i kurmuştur. 1992 yılında ise OSI ve OSIR yerini Office of Research Integrity (ORI)’e bırakmıştır (Büyüköztürk vd., 2010).
“Bu konuda Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu-Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (TÜBİTAK-ULAKBİM), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) çalışmalar yapmış ve yapmaktadır” (Toplu, 2012, akt: Yaşar, 2018).
Amerika Psikoloji Derneği (APA) bu alanda çalışacaklar için geliştirdiği genel beş maddeden oluşan bir etik kodlarını yayımlamıştır. Araştırmacıların bu kodları kullanmalarını istemiştir.
APA’ya göre (Christense vd., 2020):
Etik ikilem genellikle psikologların karşı karşıya kaldığı bir arafta kalma olarak tanımlanabilir. Yapılması planlanan bir araştırmanın sonucunda deneklerin yaşayacakları psikolojik ve fiziksel şiddetin zararlarıyla; araştırmacının araştırmadan elde edeceği yararın karşılaştırılarak hangisinin ağır bastığına karar verme süreci olarak tanımlanabilmektedir (Christense vd., 2020).
Her araştırmanın bir araştırma protokolü bulunmalıdır bu durum sosyal bilimlerde çok görülmese de psikoloji alanında ayrıntısıyla işlenmektedir. İnsanlar üzerinde çalışma yapılacak olan her kurumda bir etik kurulu oluşturulmuştur. Bu kurulun amacı yapılacak olan etik bakımından çalışmaya olumlu ya da olumsuz cevap vermektir. Araştırma yapacak olan bir kişi çalışmasına başlamadan kurula
Bu durum sadece sağlık bakımından değil kar ve zarar bakımından da önemlidir. Bir çalışmanın maliyeti yüksek yararı düşükse bu çalışma yapılmaya değmeyecek bir çalışma olarak görülür ve onay verilmez. Diğer durumlarda ise çalışmanın yapılmasına onay verilmektedir. Ancak kuruldan onay alınsa dahi bütün sorunluluğun araştırmacıya ait olduğu unutulmamalıdır.
Dünya her dönemde kendi şartlarına göre değişmektedir. Bu değişimin temelini içinde yaşanılan şartlar belirlemektedir. Günümüzde içinde bulunduğumuz teknolojik ve ekonomik şartlara bağlı olarak hızlı bir değişim sürecinden geçmekteyiz. Bu değişim kendini her alanda açıkça göstermektedir. Bilimin gelişmesi teknolojiyi teknolojinin gelişmesi ise bilimin gelişmesini tetiklemektedir. Bundan 30 yıl önce yapılacak bir araştırmanın araştırma koşulları ile günümüzde yapılacak araştırmanın koşulları da buna bağlı olarak değişmektedir.
Günümüzde internetin yaygınlaşması birçok anlamda faydalı olsa da etik bakımından sorunlar çıkmaktadır. Bu sorunları birkaç madde ile açıklayabiliriz.
Mahremiyet
Mahremiyet kavramı hayatımızda kişiye özel, dışarıdan izinsiz müdahaleye kapalı alan olarak betimleyebiliriz. Bu konuda bazı anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Bir grup internet araştırmalarına mahremiyetin korunamadığını belirtirken; başka bir grup ise verilerin IP aracılığıyla kodlanarak daha güvende olabileceğini savunmaktadır. Geçmişte yapılacak olan araştırmalar genellikle yüz yüze yapıldığından dolayı kişilerin verilerinin saklanması sadece araştırmacının göreviyken günümüzde bu araştırmacı dışından müdahalelere açık hale gelmiştir. Bu durumda bir araştırma yapılırken uyulası gereken ilk etik kuralı olan mahremiyet tehlikeye düşmektedir.
Onay alma
Akademik çalışmalara başlanmadan önce katılımcıların onay gerekmektedir. Ancak bu onayı almak için çalışmanın amacının katılımcılara açıklanması, onların anladığından emin olunması ve akabinde katılımcıların gönüllü onayının alınması gerekmektedir. İnternet ortamında yapılan çalışmalarda bu sürecin sağlıklı yürütülmesi zordur. Çünkü bireylerin onay verseler bile çalışmanın amacının tam olarak anlaşılır anlaşılmadığının belirlenmesi oldukça güçtür.
Bilgilendirme
Akademik çalışmaların güvenilir olması için katılımcıların istedikleri anda çalışmadan çıkma, istedikleri zaman kafalarına takılanları sorması gerekmektedir. Yüz yüze yapılan çalışmalarda bu sorunun çözümü kolay olsa da internet üzerinden çevrimiçi olmadığında bu durum bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Nosek vd. (2002) yapmış oldukları çalışmalarda bu gibi sorunların aşılması amacıyla ç maddeden oluşan öneriler sunmuşlardır.
Günümüzde insanların yaşamları büyük ölçüde değişmiştir ve içinde bulunduğumuz çağa İnternet çağı adı verilmektedir. Bu nedenle bizim yapmamız gereken ilk şey etik içinde bulunduğumuz çağa göre yeniden düzenlemek olmalıdır.
Yüksel öğretim kurumu (2014) araştırmacıda bulunması gereken ilkeleri beş başlık altında toplamıştır.
Bilimsel araştırmalara başlamadan önce, çalışma esnasında ve çalışmaların son aşaması olarak tanımlanan raporlama sürecinde dikkat edilmesi gereken etik ilkeler bulunmaktadır. Araştırmanın raporlanmasında uyulması gereken iki temek etik ilke bulunmaktadır: a- Adalet ve doğruluk, b- Bilimsel bütünlük. (Christense vd., 2020)
Akademik çalışmaların yayınlanması esnasında karşılaşılan bir diğer sorun yazarlık meselesidir. Yazarlıktan insanlar akademik kariyer, maddi kazanç, tanınırlık hatta iş bulma gibi konularda etkin katkı elde etmektedir.
Bu nedenle yapılan akademik çalışmaların yazma aşamasında emeği geçenlerin en fazladan aza doğru bir sıra izlenerek yazılması gerekmektedir. Ancak veri girişleri yapanlar ya da bunun gibi işlerde çalışmaya katkı sağlayanlar yazar olarak eklenmezler. Rapor oluşturulurken dikkat edilecek olan bir diğer etik ilke dürüstlük ve doğruluktur. Akademik çalışmalar raporlaştırılırken araştırmaya uygun yöntembilimi seçilmeli, aynı çalışmayı yapmak isteyen kişilerin de güvenilir sonuçlar elde edebileceği şekilde yöntem seçilmelidir. Çalışmaların problemini açıkladığımız giriş bölümünü oluştururken alan ile alakalı yazarların çalışmalarına yer verilmesi ve bunların atıflarla belirtilmesi gerekmektedir. Atıfta bulunulmadan alıntılanan her cümle birer akademik intihal olarak adlandırılır.
Akademik çalışmalar yazılırken herhangi bir sebeple katılımcıların bir ya da birkaç özelliğini ön plana çıkarmak için yanlı davranmak akademik etik ilkelerine aykırıdır. Araştırmacının raporlama esnasında çalışmasına karşı tamamen tarafsız kalması şarttır (Creswell & Creswell, 2021).
KAYNAKLAR
Akkaya, B. (2020). Etik, Bilim Etiği ve Akademik Etik. Içinde Yükseköğretim Üzerine Düşünmek (ss. 325–386). Ankara Pegem Akademi Yayıncılık. https://doi.org/10.14527/9786257228534.12
Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2010). Bilimsel araştırma yöntemleri (19. baskı). Pegem Akademi.
Christense, L. B., Burke, J. R., & Turner, L. A. (2020). Araştırma Yöntemleri Desen ve Analiz (A. Aypay (ed.); 3. baskı). Anı Yayıncılık.
Creswell, J. W., & Creswell, J. D. (2021). Araştırma Tasarımı (E. Karadağ (ed.)). Nobel Akademi Yayıncılık.
KARATAY, M. (2022). Akademik Etik. Uluslararası Anadolu Sosyal Bilimler Dergisi, 6(1), 196–214. https://doi.org/10.47525/ulasbid.1054488
Özdemir, E. (2003). Liderlik ve Etik. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 22(2), 151–168.
Resnik, D. B. (2015). What Is Ethics in Research & Why Is It Important? –. https://www.niehs.nih.gov/research/resources/bioethics/whatis/index.cfm
Toplu, M. (2012). Bilim Etiği: İnternetin Bilim Etiği Üzerine Etkileri. Türk Kütüphaneciliği, 26(4), 654–698. https://www.tk.org.tr/index.php/TK/article/view/330
Tübitak. (2016). Tübitak Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu Yönetmeliği (Sayı 1). chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/247_sayili_bk_islenmis_hali.pdf
Uzbay, T. (2006). Bilimsel Araştırma etiğ. 19–26.
Yaşar, E. (2018). Akademik İntihal, Nedenleri ve Çözüm önerileri. Uluslararası Eğitim Araştırmacıları Dergisi, 1(1), 34–44.
Yüksek Öğretim Kurulu. (2014). Yükseköğreti̇m kurumlari eti̇k davraniş i̇lkeleri̇.