Bilmek, insanoğlunun doğuştan getirdiği bir özelliktir. Geçmişten günümüze kadar insan, içinde var olan merak duygusunu tatmin etmek için bilinmeyeni bilmek için çabalamıştır. Bunu, ilk çocukluk döneminde çok rahat görmekeyiz. Çocuklar, gördükleri her şeyi bilmek için sorular sorarlar. Bu davranış bireylerin genlerinde bulunan temel kodlardan birisidir. Bilim bu sayede gelişmiştir. Bilmek kadar bildiklerini aktarmak da çok önemlidir. Bu noktada bilgiyi aktarmak için yazı kullanılır. Bilimin temelinde tarafsızlık vardır. Elde edilen veriler üzerinde herhangi bir oynama yapılmadan, aktarmak yatmaktadır. Bu nedenle bilimsel bilgileri aktarırken de yazılarımızda tarafsızlığı öne çıkarmamız gerekmektedir.
Öznellik ve Nesnellik Nedir?
Öznellik, TDK (2011)’ye göre “Özne ile ilgili olan, öznede oluşan, nesnelerin gerçekliğine değil bireylerin düşünce ve duygularına dayanan, enfüsi, subjektif, nesnel karşıtı” olarak tanımlanmaktadır.
Onan ise “Nesnelerin kendi doğal gerçekliği yerine öznenin düşünce ve duygularına dayanan kişisel bilgiye öznel bilgi adı verilmektedir (Onan, s.184).” şeklinde açıklamaktadır.
Öznellik tamamen bireyin algısına ve yorumlamasına göre değişmektedir. Bu nedenle eleştirilere her zaman açıktır.
Yukarıdaki örnek cümlelerde de kişinin kendi kişisel ifadesidir.
Nesnellik kavramını TDK (2011) nesnel olma durumu, nesnelerin gerçekliğe dayanma durumu, afakillik, objektiflik olarak açıklamaktadır. Özdemir (2014) ise yazarın kendisini anlatıma katmaması, nesneleri ve olayları bozmadan, kendi duygu ve düşüncelerini dışarıda tutarak oluşturduğu anlatım olarak tanımlamaktadır.
Nesnel anlatımlarda;
Nesnellik kavramı üzerine büyük tartışmalar yaşanmıştır:
Bu sorular üzerinde uzun süre tartışılmış olan sorulardır.
Bir metnin nesnel ya da öznel olmasının bir tek nedeni vardır: Metnin yazılış amacı.
Akademik metinlerde amaç bilgi vermek olduğundan dolayı süslü veya mecazlı söyleyişlerin kullanılmaması gerekmektedir. Ancak diğer yazı türlerinde ise hayalindeki bir olayı daha edebi bir söyleyişle anlamak amacı vardır.
Bu nedenle nesnellik ve öznellik birbirinin karşıtı olan ikiz çocuk gibidir.
ÖZNELLİK VE NESNELLİK ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VARDIR?
Nesnel anlatım benimsenen akademik çalışmalarda yüklemlerde kullanılan zaman ekleri de farklılık gösterir. Türkçe yapılan tez makale gibi akademik yapılarda genellikle geniş zaman ve şimdiki zaman kullanılır. Aşağıda nesnel anlatımla yazılmış bir pasaj bulunmaktadır.
“Mungan, oyuna, yer değiştirmeye, alegoriye kısacası ironiye baş vururken sanatın her alanındaki bütün türleri melezleştiriyor. İntihalle bütün stillerin yeniden sunuluşuna olanak tanıyor. Yüksek ve alt kültürü karıştırarak geçmişi taklit etmeyen ama onu şimdiki zamana katan yeni eserler oluşturuluyor. (Çevirme, 1999, s. 367, akt: Günay ve Kırman, 2005, s.328)”
Bilimsel çalışmalarda kişi kavramı belirgin değildir bu nedenle ben biz gibi zamirler kullanılmaz. Bunun temel nedenlerinden birisi de çalışmayı ön plana çıkarmak diğeri ise. Çalışma artık topluma mal edildiğinden dolayı kişinin gizlenmelidir. Bundan dolayı edilgen yaptılar kullanılır.
“Bu araştırmada, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki okuma parçalarında yer alan çocuk imgelerini saptanması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda 2010 – 2011 ve 2011 – 2012 eğitim öğretim döneminde kullanılan üç ders kitabı incelenmiştir. (Şahbaz ve Çekici, 2012, s.979)” yukarıdaki örnek paragrafta kullanılan edilgen yapıların örneklerine rastlanmaktadır.
Çalışmalarda yapılanlar yazar tarafından anlatılırken kişi zamiri kullanması gerekmektedir bu durumda ‘ben’ yerine ‘biz’ amirini kullanması gerekir. Çalışmalarda çalışmayı yapan kişinin ön planda tutulmaması gerekmektedir.